1 2 3 4 5 Bu kodu kullana

12 Ağustos 2010 Perşembe

Yaşlılık




          Banka çok kalabalıktı. Sıra bekliyordum. Genelde yaşlılar vardı. Emekli maaşı günü olsa gerek.

          Yanımdaki bey,biraz ileride ayakta duran yaşlı beye bağırdı."Senin numaran 93 değil miydi? Sıran geldi."diye. O ise yanlış gişeye bakıp duruyordu. 911 yanıyordu o gişede.Sondaki 1silikti biraz. O da 91 zannedip bekliyordu. Arkadaşına inanmadı.

          Yanımdaki bey "Sıran kaçsın da gör."diye söylendi. Dayanamadım yanına gittim amcanın.Önce numarasını sordum.Sonra beklediği gişenin yanlış olduğunu,numarasının geçtiğini,hemen giderse alacaklarını söyledim.

          Biraz sonra parasını almış giderken döndü, el salladı mutlu mutlu. Yanımdaki bey, "92 yaşında."diye açıklama yaptı bana.(Kendisi de 80 civarıydı.)

          Yaşlıların onurlarını korumak için verdikleri mücadele içimi acıtıyor. Ben de yaşlanmakta olduğum için mi? Bilmiyorum.Bu konuda çok hassasım.

           Büyük şehirlerde yaşlı olmak çok zor.Market kasalarında görüyorum onları.Bütün paraları bir hizada konmuş cüzdanlarını yavaş yavaş çıkartıyorlar. Ödemelerini yapıyorlar.Para üstlerini yine itinayla yerleştiriyorlar.Bazen hesabı karıştırıyorlar.

           Derken söylenmeler başlıyor. İnsanların beklemeye tahammülü yok.

           Dolmuşlar da öyle. Şoför "Hadi bey amca veya teyze! Biraz çabuk."diye söylenip oflayıp pufluyor.

           Onlar annelerimiz,babalarımız,dedelerimiz,ninelerimiz... Sanki yaşamaya hakları yokmuş gibi muamele görüyorlar çoğu kez.

           Babamı düşünüyorum.Yakın zamana kadar sabah erkenden kalkar, gazetesini ekmeğini alır gelirdi. Ayrıca evin bütün alışverişini o yapardı.Sonra bu işlerden yavaş yavaş vazgeçmeye başladı.Sağlık sorunu olmamasına rağmen gittikçe içine kapandı.Yaşamdan kendini çekti.

           Köylerde yaşlılara nasıl değer verilirdi.Baş köşelerde oturtulur, her konuda fikirleri alınırdı.Böyle onur mücadelesi vermezlerdi.

           Hayat ilkokul dergilerindeki gibi olsa keşke. Soba yansa,üstünde bir çaydanlık...Sobanın yanında bir kedicik. Evin çocuğu ders çalışsa. Bir köşede dede nine otursa.Anne sofrayı kursa. Baba da ona yardım etse.

5 yorum:

Asuman Yelen dedi ki...

Son paragraftaki pembe çerçeveli tablo maalesef ütopya oldu Sevgili Hüznün tadı.
Keşke birileri bu ve benzeri yazıları okusa da bu makus talihlerini değiştirebilsek bir parça.
Daha dün çocuktuk hepimiz. Yaşlılık mukadder.
Ellerinize sağlık. Sevgiler...

hüznün tadı dedi ki...

Sengili Asuman- Dualarımda tüm sevdiklerime ve kendime huzurlu ve onurlu bir yaşlılık diliyorum.Sevgiler.

yamaha dedi ki...

Dede çok yaşlanmış yemek yediği tabakları bardakları düşürüp kırmaktadır. Baba tahtadan bardak tabak yontup '' Baba sen artık bunlarla yemelisin'' der.
Torun bir tahta bulup yontmaya başlar.
Ne yaptığımı soran babasını cevaplar.
'Senin tabağını hazırlıyorum.'

hüznün tadı dedi ki...

Yamaha- Ne ekersen onu biçersin değil mi?

hüznün tadı dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.