1 2 3 4 5 Bu kodu kullana

17 Kasım 2013 Pazar

Pazarları Hiç Sevmem.






             Evet bu bir film adı. Ama benim de pazarları pek sevdiğim söylenemez doğrusu.  Genelde pazar günleri beni afakanlar basar.

             Sanıyorum bu duygu, öğrencilik ve çalışma hayatından kalma. Ertesi gün pazatesidir ya hani... Ütüyü artık erteleyemezsin ya hani... Gerilirsin de gerilirsin!

             Artık emekliyim ama o pazar kasveti yine basıyor işte.

             Ama bu pazar çok da kötü değildi hani. Yayılıp bol ilaveli gazeteleri okumak, yanında bol bol çay içmek, hiçbir şey için acele etmemek güzeldi yani.



          Van'daki bir miniğe gidecek bere ve atkı bitti.  Evdeki herkesler onları çok seviyor. Bir de hazır eldivenle bir takım daha aldım.

          


             Knut Hamsun'un  "Açlık" kitabını okuyorum. Yazar olmak için mücadele eden bir gencin, açlıkla da mücadelesinin hikayesi. Zaten Hamsun'un da yaşamı çile dolu. Bu kitabı sıcak battaniye altında okumak o kadar huzur verici ki. Ne çok şeye sahip olduğumu hatırlattı bana. Yıllar önce okuduğum Hasan İzzettin Dinamo'nun "Savaş ve Açlar"ı geldi aklıma.  Onu bir daha okumalıyım.



   

         Bugün aklım hep Oğuldaydı. Avrasya maratonuna katıldı çünkü. Neyse haberini aldım rahatladım. Başarıyla tamamlamış çok şükür. Akşama uğrarım dedi ama henüz ortalıklarda yok.

8 yorum:

parıldayan çiçek dedi ki...

O kitabı okumuştum .Evet bazı şeylerin kıymetini bilmiyoruz.Birileri hatırlatınca ne kadar değerli olduğu aklımıza geliyor.Sağlık da ona keza.Sevgiyle kal.

Asuman Yelen dedi ki...

Pazar sendromu hepimizin ruhuna yerleşti kaldı gerçekten. Atamadık bir tür4lü.Ne güzel olmuş atkı ile b3ere. Ben de kırmızı örüyorum ama elim ağır. Süre var mı yetişir mi bilmem. Ben örüyorum :)

hüznün tadı dedi ki...

Zehra-Şimdi "Can Dostum" diye bir film izledim. Omur ilik felçli bir adamla onun bakıcısının dostluğu anlatılıyor. Etkilendim.

Asuman- Yirmibirine kadar zaman var. Benimki biraz küçük oldu. İki yaşa göre.

Akşam sefası dedi ki...

Evet bu pazar sendromlari.. bunlar büyük sehirlerde daha cok hissediliyor.. érnegin yazlari köye gittigimde gün pazar mi, sal'mi, persembe mi, bilmezdik hic.. Zamanla yaris yok köylerde.. Ne zaman okul icin daha büyük bir kasabaya gelmissek, pazar aksamlari, tirnak bakimi, banyo, dersler, pazatesiye hazirlik.. belki o dönemlerden kalma bir aliskanlik.. yetiskinligimizde yine is stresi.. Pazar'lari cogu kimse icin sikintilidir.. Eskiden Folklor calismalari, koro falan olurdu pazar icin, aksam eve geldigimizde o sessizlik ve kasafet yine cökerdi.. bence büyük sehirlerin yarattigi bir sendrom bence.. Atkin ve beren cok tatli olmus.. bende 0-3 aylik bebeler icin bir seyler yapiyorum.. ikiz bebek olsun dedim.. ama yetisirmi bilmem.. walla strese girdim:)) ama cok mutlu ediyor insani.. stresi bile:))

hüznün tadı dedi ki...

Berfin- Atkı ve bere ailece bize mutluluk verdi. Gidip gelip seviyoruz onları. Anlaşılan torun zamanımız gelmiş de geçiyor bile:))

Ayşe'nin Kozası dedi ki...

Kitabı en yakın zamanda alınacaklar listesine ekledim,ben çok değer veriyorum okuduğumuz kitapları tavsiye etmeye değer verildiğine,sizin tavsiyenizle okuduğum kitapta hep "siz"de aklımda olacaksınız:)bir de vanda ki çocuklar,ben de katılmak istiyorum o sıcaklık paylaşımına
tüm önerileriniz için teşekkürler

hüznün tadı dedi ki...

Ayşe-Konu çocuklar olunca hiç dayanamam. Mutlaka katıl bence. Uzaklarda bir çocuğun senin ördüğün bir atkıyla sarılmasını düşünsene.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Vallahi pazartesinden çok pazar kasveti basar bana da. Oğluşa tebrikler, size de sevgiler.
Bu arada Açlık okuduğumda beni çok etkilemişti...